Bir çok meslektaşımızdan Türk Telekom’un Al-Sat verilerimize ulaşarak müşterilerimize pazarlama yaptığını hatta pazarlama esnasında firmaları kötülediğini, verilerini firmanın bizzat verdiğini duydum. Açıkçası Türk Telekom’un bu kadar düşebileceğini hiç bir zaman düşünmedim. Ta ki başıma gelene kadar…

Önelikle başıma gelen olayla başlayalım; 14.11.2016’da 444 75 14 nolu numaradan 10 yıldır kullandığım 0543 34 62 645  nolu cep telefonuma bir çağrı aldım. Kendini tanıtan kişi, Türk Telekom’dan aradığını, 4 yıldır 0282 519 17 30 nolu kişisel ofisimde kullandığım telefon numarası üzerinde bağlı olan Fly Fiber’den aldığım 8802823924 nolu Al-Sat hattımın taahhüt süresinin dolduğunu ve daha avantajlı bir teklif sunmak istediğini belirtti.

Öncelikle duyduklarım karşısında şok oldum çünkü bu verilere ulaşmalarının hiç bir yolu yok. Hanfendiye taahhütümün bittiği bilgisini nereden aldığını sorduğumda “Fly Fiber bizimle paylaştı” dedi. Buradan sonrasını yazmıyorum… Biraz kendimi kaybetmiş olabilirim. :))

Hemen durumu Türk Telekom’a bildirdim, avukatımı aradım, olan biteni anlattım. Takip eden birkaç gün içerisinde aynı olayla karşılan birkaç Al-Sat’çı arkadaşlada istişare yaptık. Ortak fikir Türk Telekom’un verileri TTNET’le paylaştığı yönündeydi.

Fakat mantıklı olmayan birkaç şey vardı, öncelikle 8802823924 nolu dsl aboneliği İlker Al adına kayıtlıydı ve benimle herhangi bir ilişkisi yoktu. 0282 519 17 30 benim adıma kayıtlıydı ve 0543 34 62 645’le kurulabilecek tek bağlantı Türk Telekom’un STH tarafındaki bilgilerle birlikte Toptan Al-Sat bilgilerini birleştirerek TTNET’e sunmasından başka bir ihtimal kalmıyordu.

Hemen arkasından 444 75 14 nolu numarayı araştırmaya başladım, numara bir çağrı merkezine aitti ve daha önce TürkNet için pazarlama yapmıştı. Çağrı merkezini aradığımda Türk Telekom’la hiç bir bağlantısı olmadığını, hangi operatörler anlaşırsa onun adına satış yaptığını anladım. Hatta kendilerini çok takdir ederek Fly Fiber satmalarını dahi istedim.

Çağrı Merkezinin direkt olarak Türk Telekom’la bağlantısı olmadığını, Türk Telekom’un büyük bayilerinden birinden taşeron iş aldığını tahmin ediyorum.

Tekrar Türk Telekom’un kapısını çaldım, STH kısmında yapılan sorgularda GSM verilerine erişimi sağlayan herhangi bir servis bulunmuyor. Bu verilere sadece Türk Telekom İl – İlçe binalarında çalışan yetkili personeller ulaşabiliyor.

Şuana kadar elde var 1, bu iş Türk Telekom pazarlama personelleri tarafından çağrı merkezlerine servis ediliyor, çağrı merkezleri tarafından da  herhangi bir operatörle anlaşılarak pazarlama yapılıyor olabilir.

Gelelim 2. ihtimale, açıkçası burası daha komplike ve olabilitesi yüksek duruyor. Bana ve diğer arkadaşlara internet satmak için aranan numaralar eski ve uzun süredir kullanılan sabit ve mobil hatlar. Yeni numaralarla ilgili aranmadığımı farkettik, yine aranan numaraların bir şekilde biryerlerde paylaşılmış hatlar olduğunu gördük. Ev, iş yeri hatları ve aktif kullanımdalar. Sadece internet amacıyla alınmış, numarası herhangi bir yerde paylaşılmamış hatlar için aramıyorlar. Bu da bir veri hırsızlığı veya data paylaşımı olduğunu gösteriyor.

Peki bu datalar nereden toplanıyor?
Aslında çok basit, bugün her markette, Ekonomik Kart, Avantajlı Kart, Puan Kart, Zart Kart, Zurt Kart diye kartlar var. Bir derneğe, siyasi partiye yada herhangi bir etkinliğe kayıt olurken ev – iş telefonu, ad – soyad, doğum tarihi ve hatta TC numarasına kadar paylaşıyoruz.

Doldurduğumuz formlar data toplayıcılar tarafından market personelleri vs. gibi kişilerden ciddi ücretler karşılığında satın alınıyor. Biraz derine indiğimde güncel bilgiler için kişi başı 5TL’ye kadar ücretlerin çıktığı, hatta kredi kartı bilgilerine kadar satıldığını öğrendim.

Şimdi gelelim oyunun nasıl oynandığına, hanfendi beni cep telefonumdan arıyor, adım – soyadımla hitap ediyor, sabit telefon ve dsl numaramı paylaşıyor, internet aldığım şirketi söylüyor. Müthiş inandırıcı bir yöntem.

Şimdi diyeceksiniz ki herşey tamam, sabit telefon, cep telefonu vs. anketlerden, formlardan, üye kartlarından bir şekilde buluyorlar.  Peki ya dsl numarası ve firma bilgisine nasıl erişiyor.

Burada yine Türk Telekom, Toptan Müşteri İş Birimi Başkanlığı, Toptan Satış Direktörlüğü’nün kapısını çaldım, operatörlerin sisteme nasıl tanımlandığını öğrendim. Mesela bizim Al-Sat hesabımız Fly Fiber Al-Sat, VAE hesabımız Fly FiberP/T olarak sisteme tanımlanmış. Mevcut servis sağlayıcı bilgisine Türk Telekom’dan başka bir şekilde ulaşmalarının imkanı yok.

Tabiki Türk Telekom’unda verileri paylaştığı tek yol, web api üzerinden servis verilebilirlik kontrolü. Bu çağrı merkezinin bir çok firmayla çalıştığını ve hepsinden bayiliği yada giriş ekranı olduğunu düşünürsek mutlaka servis verilebilirlik kontrolü erişimi vardır.

Wep api’yi incelediğimizde içerisinde birçok özellik olduğunu gördüm, asıl amacı müşteriye ne kadar hız verilebileceğini sorgulamak olan servis bu gibi kötü amellere de alet edilebiliyor. Mevcur xDSL CRM’de bulunan servis verilebilirlikte herhangi bir telefon numarasını arattığımızda üzerinde aktif hat olup olmadığını görebiliyor, dsl numarasına ulaşabiliyoruz.  Web api ile ise bu dsl numarasını sorgulatarak aboneliğin hangi firmaya ait olduğunu görebiliyoruz.

Ve iyi bir pazarlamacı için gerekli tüm bilgilere bu şekilde ulaşmış oluyoruz. Anketörden satın alınmış Uğur Eren’e ait datada yazan 0282 519 17 30 nolu telefonu sorguladığımızda üzerinde aktif bir abonelik olduğunu, dsl abonesinin 8802823924 olduğunu ve Fly Fiber Al-Sat abonesi olduğunu görebiliyoruz. Yine aynı datada bulunan cep numarasından Uğur Eren’i arayıp, doğum tarihinden, ev adresine kadar tüm bilgileri sayarak bilginin Fly Fiber tarafından bize iletildiğini söyleyip geçişini sağlayabiliyoruz.

Burada eksik olan tek şey taahhüt tarihi oluyor, fakat biz ne Türk Telekom’a nede herhangi başak bir servise taahhüt süresi paylaşmıyoruz, bu da tamamen arayan personelin bizi daha da inandırmak adına uydurduğu bir tarih. Eğer aradığı müşteri konunun farkına varmayıp geçiş formlarını imzalarsa, verici operatörde churne onay verirse olan müşteriye oluyor. Bizde abone kaybettiğimizle kalıyoruz.

Benim paranoyaklıklarım şimdilik bu kadar, diğer İSS arkadaşlardan da tecrübelerini ve görüşlerini paylaşmalarını rica ediyorum.